Archives for Ekim 2011

BMS Türkiye için Restorasyon Kurabiyeleri

BMS için kurabiyeler….

Bir kenara not almakta ya da favorilere eklemekte yarar var: BMS. Yangın, su baskını, vb asla başımıza gelmeyeceğini umduğum/uz tatsız zamanlar ertesinde dükkanınızı/fabrikanızı/evinizi BMS’ye teslim ediyorsunuz… çok kısa zamanda yeniden işler halde getiriyorlar (ve umut ediyorum ki sigortanız vardır, sigorta şirketiniz de ödemeyi yapıyor).

Her konuda dünya standartlarına uygun eğitilmiş/belgeli hazır kadrosuyla BMS, geliyor, bir kaç gün içinde organize bir şekilde restore ediyor, ve işletmenizi yeniden işler hale getiriyor. Aynı hizmeti evlerimiz için de alabiliyoruz. Hayran kaldığım için yazıyorum.

Umarım ihtiyacımız olmaz hiç bir zaman! Ancak böyle felaketler arkasında yalnız olmadığımızı bilmek güzel!!

I heart BMS.

LEYLA DURU’NUN NEŞELİ BEBEK KURABİYELERİ

Kurabiyeler Leyla Duru’nun bugünkü baby shower partisi için

Bugün Cumartesi…evde durup da blog yazmaya niyetim yok, o yüzden Can Yücel’in sevdiğim bir şiirini gönderiyorum:

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..

Pencereyi aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin.
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin.
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..

Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana
güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse,
aydınlık bir gün dile
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta
daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,

ohhh şöyle bir hafifle …

Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden
sesi duymak için alo de…

Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık Yağmur varsa ıslan, güneş
varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil,
görerek bak Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk
görürsen yanağından makas al..

Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen
çok darda iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı ?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor.
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
yüzünde güller açtıracak..

Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun.
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun.

Saklama tabakları

Bardakları misafire

Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,

Vazife yapar gibi hiç değil

Şöyle keyife keyif katar gibi,
Lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi
tadına var akşamının..

Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?

Ama en önce ve illa ki sağlık !

CAN YÜCEL…..

SON ZAMANLARIN DOĞUMGÜNÜ KURABİYELERİ

Salatalık maskeli kadını hiç sormayın… bigudileri bigudiden başka herşeye benzedi…

Ömer’in 2.yaş, Deniz’in de ilk yaş kurabiyeleri bu ay içinde hazırladıklarımdan…mutlu, sağlıklı yaşlara…

Diğer doğumgünü kurabiyelerimizi incelemek ve fiyat öğrenmek için bu linke tıklayabilirsiniz.

Siz de bu kurabiyelerden yapmak / yapabilmek için eğitim almak isterseniz buraya tıklayın.

40.Yaş Doğumgünü Hediyesi

Kurabiyeler arkadaşımın arkadaşı tarafından istenmişti uzun zaman önce…Ahmet beyin 40.yaş kutlaması için… geçti ama kutlu olsun 🙂
Diğer doğumgünü kurabiyelerimizi incelemek ve fiyat öğrenmek için bu linke tıklayabilirsiniz.

Siz de bu kurabiyelerden yapmak / yapabilmek için eğitim almak isterseniz buraya tıklayın.

Aşağıda çok önemli olduğunu düşündüğüm bir yazısını paylaşıyorum Osman Müftüoğlu’nun…

Osman MÜFTÜOĞLU – Zayıflama hapları ne zaman yasaklanacak?

Aslında başlıktaki soruyu “Zayıflama haplarını yasaklamak için daha kaç kişinin hastalanmasını veya -Allah korusun- ölmesini bekliyoruz?” diye de sorabilirsiniz!

Geçen hafta “Bitkisel bazlı haplarla sağlık sorunlarını çözmeye kalkanların işin dozunu kaçırdıklarını ve sağlık sorunlarını çözmek bir yana ölümle sonuçlanabilen sağlık problemlerine yol açtıklarını” yazdım. Yazım Kelebek’te yayınlandığı gün Hürriyet’te şöyle bir haber vardı: Meksika biberi hapı bir kadını komaya soktu.
Her yıl onlarca insanımız zayıflama ilacı diye satılan zararlı haplar nedeniyle hastalanıyor. Hatta bazıları hayatını kaybediyor.
İsteyen herkes bu ilaçları eczaneler, vitamin satıcıları ya da internetteki satıcılardan temin edebiliyor.

NEDEN İZİN VERİLİYOR?

Biz doktorların anlayamadığı nokta şu: Bu ilaçların (ya da ilaç maskesi altında pazarlanan bu tür sahtekârlıkların) zarar vermeseler bile (hiçbirisinin ama hiçbirisinin) zayıflama-kilo kaybı yönünden fayda sağlamadıkları kesin.
Buna rağmen bu ürünlere ilgili-sorumlu kişi ve merciler hâlâ neden izin veriyor? Çünkü bunların bazılarının üzerinde resmi kurumların onayladığına dair ibareler var.
Diğer taraftan bu konumların onaylamadığı (ya da yasakladığı) ürünler ise el altından veya internetten satılıyor. Eczacılarımız bu konuda çok duyarlı. Yasaklanmış ya da sorunlu ürünleri onlar satmıyorlar ama özelikle internet aracılığıyla pazarlanan ya da kapıdan kapıya pazarlanarak satılanlara hâlâ her yerde ulaşılabiliyor.

HAPLARIN İÇİNDE NE VAR?

Bu ürünlerin hiçbirisi güvenli değil. İçine yasaklanmış, sağlığa zararlı kimyasal madde eklemedikçe de zayıflatmaları asla mümkün görünmüyor.
İşte bu nedenle bunları üreten ya da ithal edenler satışı yasak kimyasallar (Tiroid özleri, Sibutramin, Efedra) ilave ediyorlar ve ürünlerini korkusuzca satmaya devam ediyorlar.
Sonuç karaciğeri bozulmuş, böbreği zarar görmüş, kalp ritmi altüst olmuş, beyin fonksiyonları zedelenmiş hatta komaya girip hayata veda etmiş çok sayıda insan oluyor!
Bu ürünlerin televizyonlarda cazip önerilerle reklam edilip satıldıkları da biliniyor ama Radyo Televizyon Üst Kurulu en ufak bir yasaklama getirmiyor.
Yine bu ürünlerin çoğu internet siteleri aracılığıyla satıldığı çok iyi bilinmesine rağmen en ufak bir yasaklama, kısıtlama, önlem alınmıyor.
Daha da önemlisi “zayıflama hapı” adı altında satılan bu ürünlerin faydalarının olmayacağı bilinmesine rağmen ilgili onay makamlarının -örneğin Gıda ve Tarım Bakanlığı’nın ilgili birimleri- bunları onaylamaya, ruhsatlandırmaya, satışına izin vermeye devam ediyor.
Bu aslında sadece Türkiye’de oynanan bir oyun değil. Benzer oyunlar Amerika’da da, Avrupa ülkelerinde de oynanıyor ama bizdeki kadar kontrolsüz olmadığına eminim.

Mango hapı mı, altın çilek mi?

BİR BİLGİ

Daha birkaç yıl önce TV programlarında “Acai Berry” haplarını tavsiye eden ünlü bir hekimin milyonlarca kişi tarafından izlenen bir başka programda “İstediğinizi yiyip için. Sadece dört hafta süreyle mango özü hapları yutun. En az beş-altı kilo vereceğinizi garanti ederim!” demesi üzerine Amerika’da yaklaşık 1 milyar dolara yakın bir satış rakamına ulaşan mango özü haplarının hiçbir işe yaramadığı anlaşılınca olaya Amerikan Ticaret Bakanlığı el koydu. Üretici firmalara büyük olasılıkla ciddi cezalar, önemli yaptırımlar uygulanacak. Yani oyun sadece Türkiye’de değil, pek çok ülkede oynanıyor. Mucize zayıflatıcı bugün mango, yarın Meksika biberi, öbür gün lahana tozu oluveriyor. Sonuç: Bedeniniz değil, cüzdanınız zayıflıyor.