BMS Restorasyon Kurabiyeleri

BMS’den farklı zamanlarda aldığım kurabiye siparişlerinden örnekler aşağıda…

Bu arada BMS’nin sadece restorasyon-yenileme işleri değil, sıfırdan yapılacak organizasyonlar için de servis verdiğini öğrenince yapılacaklar listemle kapılarını çalmış oldum…ve en nihayetinde kenarda bekleyen tabelam takıldığı gibi, paravan ve benzeri eksik herşeyi bitirdim. İç dekorasyon tamam; çok özel butik bir çalışma olmadığı için sadece tabela fotoğrafı gönderiyorum post’ta. Ne de olsa burası üretim atölyesi!

Bu arada, iş kurma meselelerini ilgilenip çok okuyan oluyormuş telefonlarınızdan maillerimden anladığım kadarıyla. Bu durumda, son maceramı paylaşıyorum.

Herşey hazır derken son 2 madde kalmıştı listemde. Yangın söndürücü ve sağlık raporu alınacak! Sağlık ocaklarından alınacak rapor geçerli olmuyormuş, laboratuarı olan yerlere gitmek gerekiyor. Mesela Halk Sağlığı Merkezleri.


İnternette özel polikliniklerde ücretli olarak yapılabileceğini ve Kadıköy Sağlık Kurulunda onay alabileceğimi okuduğum halde belediyeyi aradım. Adım atmadan arayıp soruyorum, ve artık bana sabırla cevap verdiklerine kendim bile hayret ediyorum. “Tavsiye etmiyoruz, Esatpaşa Halk Sağlığı’nda yaptırabilirsiniz”, dediler; “portör” diye geçiyormuş tahlillerin adı. Gittim oraya (iphone google haritası sağolsun buldum); 14:15’te. (Bu arada portör muayenesi ücretsiz yapılıyor)

Meğer kültür alımları 2’de bitiyormuş, rica ettik, bir kadına yönlendirdiler. Başörtülü, iri yarı, agresif, suratsız bir bayan-çaydanlık yıkarken bulduk. Cidden aşırı kibar ve terbiyeli bri tavırla “Çok rica etsek numune verebilir miyiz, işten izin aldım, bir daha almam zor” derken ‘bayramlık’ ağız bir homurdanmaya başladı…muhtemelen bir çok insanla uğraşmaktan yorgundu, ama Amerikan hastanesinden çıkıp oraya gidince dondum kaldım ne diyeceğimi bilemeden. İnanın bakakaldım şaka mı bu diye! Biraz önce prensesler gibi ağırlanmıştım başka sağlık meseleleriyle ilgili.

Annem neyse ki huyuna gitti de laborant la görüşmeyi istedi ve daldık laboratuara. Saniye diretmeden “tabi hemen buyrun çubukları, alalım numunelerinizi” dediler. Bir rahatladım çubuğu elime alınca. 3 tane kulak pamuğu gibi uzun bir çubuk, 3 farklı yere değdiriliyor, daha detay almak isteyen bana mail atsın; boğazınıza (tükrüğe) bir değdiriliyor, burun içine vb. Anlayacağınız bu kadar basit bir işlem!

Kapıdan çıktım, bizim başörtülü iri hanım karşımda dikilmiş, elinde bir form ve kalem. Masanın üstüne bütün hırsıyla vurarak bir koydu ki, ben zafer edasıyla hiç umursamadım. “Bunu doldurmadan inmeyin” lavaboya dedi bir hışımla. Ben de sakin aldım, ‘dönüşte doldururum’ diyerek. Abartmıyorum tepkisini. ‘Oh’ dedim içimden, ‘canıma değsin, değsin’.

İyice gerildi ortalık. Orada memur mu, yoksa mutfak görevlisi mi olduğunu anlayamadığım, operasyonel işlere servis veren bu hanımefendiye tekrar işim düşmesin mi! Güler misiniz ağlar mısınız! SSK sicil numaram lazımmış yanımda yok. Olmaz diyor ısrarla, yaptıramazsınız tahlil, bağkur yazacakmışım işyeri olduğu için. İnadından! Yok bağkurum ssk lıyım diyorum, o ısrarla anlatıyor. Form dediği de uyduruk bir kağıt, 4 satır soru var: Ad-soyad, adres, telefon, ve SSK no. Bu kadar! İşte böyle kaprisli çalışanların olduğu firmalar/kuruluşlarda işler ilerlemiyor. Yokuşa sürmek keyif veren tavır olduğu için.

Odadan çıkıp sıkıntıyla babamı, kocamı herkesi aradım, en sonunda kojam buldu numarayı bilgisayarımda ve yazdık. Tabi ben telefonlar açıp 10 dakika boyunca telaşla aranırken içerde onun da keyiflendiğine hiç şüphem yok. Bulamasaydım, formu elime aldığım gibi eve dönecektim ‘tıpış tıpış’ (internetten niye bakmadım, çünkü internet bile çekmiyordu telefonumda, o kadar vahim bir haldeydim anlayacağınız)

Tahlil örneklerini vermem 15 saniye sürdü. Keyifle çıkmışım oradan, hallettik mutluluğuyla. “Yazarım” dedim ben, “inşallah okur, o kadıncağız giderken biz dönüyorduk’ diye saçma saçma konuşarak.

Annem uyardı; ‘sakın hemen yazma önce raporu alalımü bak inadına kaybeder bu kadın’ diye…ama kendi başını yakar mı insan, yapmaz öyle bir hata diye düşünerek…işte buyrun benim portör alım maceram. Raporu alınca ne mi yapacağım. Hemen belediyeye. İtfaiye raporu için büyükşehir belediyesine başvurulacak, ayrıca çevreye zarar vermeyeceğime dair rapor almak üzere de belediyeye ayrı bir dilekçe verilecek. Kuyruğuna geldim, işin en zor kısmı bitti ya…bakalım. Gelişmeler oldukça yine yazarım. Salı günü raporum sağlıklı bir şekilde gelirse, anlatacaklarım olacaktır. Bu arada Verem Savaş Derneği’nden de akciğer filmi isteniyor.

İyi haftasonları herkese…

Ek Not:
Gıda işi ile uğraşanlarda ve sıhhi müesseslerde çalışanlarda portör taraması için yapılacak tetkikler şunlardır;
– Gaita kültürü, (Salmonella ve shigella yönünden, en az yılda bir)
– Dışkının mikroskobik incelenmesi ( Entamoeba, histolytica kistleri, giardia lamblia kistleri ve helmint yumurtaları
yönünden, en az 6 ayda bir)
– Boğaz ve burun kültürü (Staphylococcus aureus yönünden,en az yılda bir)
– Akciğer grafisi ( Tüberküloz yönünden, en az yılda bir)

6 ay sonra gidecek yeni bir lab. bulmalıyım…

BMS İÇİN RESTORASYON EKİBİ KURABİYELERİ

Farklı bir renk çalışmasıyla şirketlere gönderilecek 50lik ve 20lik sepetler hazırladık BMS için yeniden. Yorucu, telaşlı ama her zamanki gibi keyif veren bir çalışmaydı.

Bugünlerde uykuya zor yetişip sabah apar topar uyanıp koşturarak kızı okula yetiştirir durumdayım. Bu tempo bir ara yavaşlayacak ama ben o günleri görecek halde olacak mıyım bilemiyorum… Bugünlerde dükkanla daha sık uğraşma fırsatı buldum, tabelam vs yoktu henüz, onları tamamladım. Bir fırsat bulduğumda bolca fotoğraf çekip yayınlayacağım.